30 Mart 2015 Pazartesi

FLORANSA

15/01/2014_İTALYA_FLORANSA

    Toscana bölgesinin başkenti olan Floransa, kendini tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla ispat etmiş eşsiz bir şehir. Ben günübirlik gidebildim ama, mutlaka en az üç gün ayrılması gerektiğini düşünüyorum.

      İstanbulun fethiyle kaçan sanatçılar vaktiyle Floransa'yı mesken tutmuşlar. Vatikan'ın katı tutumunun aksine,Floransa tüm sanatçılara kucak açmış. Sonuç olarak İtalyan rönesansının doğuşu bu güzel şehirde gerçekleşmiş.Bu özgür ortamın yaşanmasını kolaylaştıran dönemin ünlü ailesi Medici'lerin hakkını da vermek lazım...Fra AngelicoBotticelliDonatelloMichelangeloLeonardo Da Vinci ve Raphael gibi sıradışı sanatçılar ve büyük Rönesans ustalarının anavatanı olan Floransa, Roma'nın alınmasına kadar(1800'lü yıllar) italya'nın başkenti olmuştur.

      Floransa Katedrali(Duomo Katedrali):
      ilk durağımız, ünlü Duomo Katedrali... 1400'lü yıllarda yapımı yaklaşık 150 yıl süren bu devasa katedral şehrin en yüksek yapısı.Yapıldığı dönemde dünyanın en büyük kilisesiymiş, şimdi dünyanın 3. büyük kilisesi. Girişi ücretsiz. İsterseniz Kilisenin kulesine çıkarak şehrin manzarasını izleyebilirsiniz. Bizim vaktimiz az olduğundan bu zevkten mahrum kaldık. Duomo'nun dışı tamamen mermerden yapılmış. 3 değişik renkte ünlü Toscana mermeri kullanılmış. yeşil,pembe ve beyaz mermer... O kadar ince düşünülmüşki tüm ayrıntılar, bakmaya doyamadım.








 Vaftizhane:
   Duomo'nun hemen yanıbaşındaki vaftizhaneyi kesinlikle es geçmeyin. Çünkü yapının en önemli özelliği,Cennetin kapısı isimli kapılarıdır.Dönemin felaketi veba salgınından kurtuluşu kutlamak için yapılmış. Kapılar Hz. İsa'nın ve Hz.Yusufun hayatından bölümleri anlatan dini hikayelerle dolu...






Arno Nehri : (The River Arno)

Şehir merkezinden geçen bu güzel nehir boyunca yürürken dikkatinizi kapalı ve şehirle birleşen uzunca bi köprü ( Ponte Vecchio)  çekecek. Köprü, halkla arasında mesafe isteyen Medicilerin saray dışına çıktıklarında kullandıkları kapalı bir yol :)Uffizi ile Medici Sarayını birbirine bağlıyor. 




Arno Nehrine gelmeden evvel, Floransanın ünlü dericiler çarşısına uğramayı ihmal etmeyin. çeşit çeşit çanta,cüzdan,mont gibi deri ürünlerini iyi fiyatlara satın almanız mümkün. Çarşının içindeki domuz heykeline dokununca şans getireceğine ya da önündeki havuza para atınca Floransa'ya bir kez daha geleceğine inanıyo insanlar. Bu tarz şeylere hiç inanmam ama insan yinede bi dokunayım nolcak canıımm diyor :)

Signoria Meydanı: (Piazza della Signoria)

Açık hava müzesini andıran meydanda birbirinden eşsiz heykeller boy gösteriyor. İlginç olan taraf ise meydanda bulunan heykellerden içinde ünlü Davut heykelininde bulunduğu yalnız üç tanesinin orjinal olmadığı. Geriye kalan tüm heykeller orjinalmiş. 





Davut ve Herkül heykellerinin ününde buluna bina ise Vecchio Sarayı (Palazzo Vecchio). Halen Belediye binası olarak kullanılan yapı da güzel sanatların bir çok örneğini görebilirsiniz. Sarayın tam karşındaki ara sokaktan girip karşıya geçerek hayatınızın en leziz sıcak çikolatasını içebilirsiniz. Yalnız italyada oturarak içince farklı ayakta içince farklı bir ücret ödüyorsunuz. Ben bugüne kadar sıcak çikolata içmediğimi farketmiştim :) Ayrıca Floransa'ya kadar gidipte tiramisu yemeden geri dönmeyin. Bugüne kadar yediklerinizin çakma olduğunu göreceksiniz...


Uffizi Galerisi : (Uffizi Gallery)
Signoria Meydanının hemen yanıbaşındaki Uffizi galerisi,benim gibi sanat müzesi deneyimi çok az olan bir insan için muhteşem ötesiydi. Ağzım açık bir şekilde Klasik dönemden Rönesans dönemine kadar yüzlerce tabloyu ve heykeli ağzım açık inceledim. Bu eşsiz eserleri bu kadar yakından görebildiğim içinde kendimi hayli şanslı hissettim. Floransa'ya gidince ihmal edilmemesi gereken tek yer bence bu galeridir. Biletinizi alırken erken rezervasyon ve randevuyla girerseniz uzun kuyrukları beklememiş olursunuz.